Pandemi Döneminde Özel Öğrenme Güçlüğü Çeken Çocuklar

Pandemi Döneminde Özel Öğrenme Güçlüğü Çeken Çocuklar

Pandemi Döneminde Özel Öğrenme Güçlüğü Çeken Çocuklar

Sevgili anne babalar ve öğretmenler; 1973 yılından bu yana özel eğitim kurumlarıyla ilgili faaliyetlerin içinde bulunuyorum. Eskiden özel eğitim kurumları denilince Körler Okulu ve Sağırlar Okulu akla gelirdi. Bu okulların sayıları çok az olduğu için yalnız bazı illerde mevcuttu. Çevredeki diğer illerden gelen öğrencilerle birlikte yatılı olarak eğitim veriliyordu.

Bu okullar liseye kadar olduğu için, devam etmek isteyenler kaynaştırmaya giderlerdi. Gündüz normal eğitim yapan öğretmenler ders bitiminde, öğrencileri etüt öğretmenlerine devir ederek evlerine giderlerdi. Etüt öğretmenleri yatış saatlerine kadar öğrencilerin derslerine rehberlik eder, yarınki ödevlerinin en iyi hazırlanmasına çalışırlardı. Bu sırada 24 saat nöbetçi olan diğer 2 öğretmen, etüt öğretmenleri ile birlikte oyun oynayan ve yemek yiyen öğrencilere yardımcı olurlardı. Bu okullarda öğrencilerle, sanat öğretimi, müzik ve el sanatları da yapılarak liseye gitmeyen öğrencilerin birer meslek sahibi olmaları sağlanırdı.

Son yıllarda, öğrencilerin yatılı olarak eğitim aldıkları okullara servisler verilerek gündüzlü haline getirildi. Bu çocukların sabah gelip, akşam evlerine dönmeleri sağlandı. Ancak İstanbul gibi çok büyük illerde oturan öğrenciler okulların çok uzak oluşundan dolayı (3-4 saat) trafikte kalarak sıkıntı çekmeye başladılar. Örnek olarak; Büyükçekmece’den Kilyos’da bulunan Görme Engelliler Okulu’na gidip gelmek zorunda kaldılar. Millî Eğitim Bakanlığı bazı ilköğretim okulları bünyesinde özel alt sınıflar açmış ve ayrıca kaynaştırma eğitimine de yönlendirerek öğrencilerin eğitime devamını sağlamıştır. Ayrıca her yaştaki engelli, birebir olarak hizmet veren rehabilitasyon merkezlerinden eğitim desteği alarak karşılaştıkları zorlukları yenmeye çalışmışlardır.

Son 2 yıldır bütün dünya pandemi nedeniyle yüz yüze eğitime son vererek uzaktan eğitim yoluna geçmişlerdir. Bizim yurdumuzda M.E.B’in hazırladığı EBA programları ve sınıf öğretmenlerinin sunduğu ders anlatımları televizyon veya tabletlerden takip edilmektedir. Sunulan eğitim konularını izleyen çocuklar velilerin de yardımı ile bu konuları kavramaya çalışıyorlar.  Ancak 1.sınıf gibi temeli yüz yüze eğitime dayanan çocuklar, velilerden yeterli desteği de alamayınca başarılı olamadılar. Okumayı, yazmayı öğrenmeden 2, 3, 4. sınıflara geçtiler. Bu çocuklardan bazıları özel öğrenme güçlüğü adı altında, rehabilitasyon merkezlerinden birebir okuma, yazma, matematik vs. dersleri alarak başarılı olmuşlardır. Rehabilitasyon merkezine gelen çocukları incelediğimizde zekâ sorunlarından kaynaklanan nedenlerden değil uzaktan eğitime konsantre olamadıkları için başarılı olamadıklarını görüyoruz.

7 Mayıs 2021 tarihinde ki M.E.B ile ilgili haberlerde 8. ve 12. Sınıfların yüz yüze devam edeceklerini, 1 Haziran’a kadar uzaktan eğitimin devam edeceğini, 1 Haziran’dan sonra öğrencilerden başarısız olanlarının kurslara alınacağı duyuruldu. Bazı derslerdeki başarısız öğrencilerin başarılarının artmasında birebir çalışmanın daha etkili olduğunu düşünürsek bu kritik dönemde rehabilitasyon merkezlerinin daha etkin duruma getirilmesi öğrenci başarılarını artıran en önemli unsurlardan birisi olacaktır. Özellikle ilköğretim dönemindeki çocuklar eğitimciler ve ebeveynler tarafından dikkatle takip edilmelidir. Böylece özel öğrenme güçlüğü ile karşı karşıya kalan çocukların durumu erkenden fark edilerek çaresi aranmalıdır. Bu sayede pandemi şartlarından olumsuz etkilenen çocukların ilerleyen eğitim kademlerinde akademik yönden başarısız olmasının önüne geçilebilir. Bilindiği gibi akademik başarısızlık nedeniyle çocuklarda bir takım sosyal ve duygusal durum bozuklukları da gelişebilir. Bu nedenle erken teşhis çocukların eğitim hayatlarında yaşayacakları birtakım sıkıntıların da önlenmesine imkân verecektir.

Sevgili eğitimciler kıymetli ebeveynler, yaşadığımız bu zor günlerin olumsuz etkilerinin farkında olalım. Çocuklarımızda gözlemlediğimiz, okuma güçlüğü, konuşma güçlüğü ve öğrenme güçlüğü gibi sorunların farkına varalım. Böylece sorun henüz büyümeden uzman desteği alarak çaresine bakalım.

Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı günler dilerim efendim.

Hatice Akyol